B.
Aldanma dedi. Bakma şimdi er ile dişi olduk yanyana düştük. Ama biz seninle pekala, birbirini seven iki arkadaş ya da Muhabbetle sarmaş dolaş, Yola çıkmış iki haldaş da olabilirdik. Bak şu karşıdaki ağaç ile üzerine konmuş kuşa; Nasıl da güzel söyleşiyorlar, Ayrılık gayrılık yok, Biz onların muhabbetine de iştirak ettik.
Gerçi biz seninle meyva ile yaprak da olabilirdik pekala. Ne tatlı bir aşk olurdu sen gör o zaman. Bütün bahçeler yemişe dönerdi, şenlenirdik.
Biz seninle yer ile gök olabilirdik mesela, İşte o vakit, yalnız kırlar, bağlar, bostanlar değil, muhabbetimizden cümle alem, tabiat ve hayat değişirdi, tazelenirdik.
Bakma şimdi senle ben olduğumuza; Şu ilerde yanyana giden iki can, Ve her cenanda uyanan şule de biziz aslında. Yanyana bitmiş iki taze fidan, cezveyle fincan, Bir sıra gölgesinde dinlendiğimiz ulu çınar ile yanıbaşındaki çemenzar, onlar da biziz aslında
Gül ile bülbül, menekşeyle sümbül Ötüşen kumrular ve Güneşle Ay, Denizle dalga, keman ile yay, Kalem ile Levha da bizdik zamanında
Sadıklar defterinde yazar, Hızır ile Musa (a.s) -bilirsin- Hak Allah muhabbetiydi Aşikar olan onlarda.
Ben yoruldum, Söyle işte, daha Böyle birbirine yakışan her güzelden, Sen de al bir misal getir.
Adem ile Havva aynasından Leyla vü Mecnun kıssasından, ve daha nicelerinden görünen, aşk-ı hakikinin izini sür, sırrına er, hikmetini devşir,
Ve de ki uşşaka, Biz şimdi bu alemde can ile canan olduk ama, Aslımız, adımız, ulvi alemlerde başkaydı.
Ol aşkın cilvesi ile bu aleme gönderildik ki, Hakk’ın Celali, Cemaline vurgun ve Kendi heybeti güzelliğine meftundu
Bakma şimdi bu aynadan görünen ikiliğe, Sevenle sevilenlerin çokluğuna
Kuzum, İşte senle benden murad, ve dahi cümlesinden murad hep ezeli ve ebedi olan aşkın
zuhuruydu.
Eylülcan
Ekim 2014 Watertown
Comments