top of page
Ara
  • Arzu Eylül Yalçınkaya

İnsan Hali

Harvard günlüğünden alıntılar B. Tabi burada hayatın kolay olacağını kimse vaad etmedi. Böyle bir vaad gelmediği gibi, Hocam’dan gurbetteki hayatımın çeşitli zorluklar ve imtihanlarla geçiceği konusunda ön bilgi de almıştım. Söylenenler bir bir çıkıyor. Bunlar neler olabilir şöyle bir bakalım Yaşadığım zorlukları şematik olarak ikiye ayrılabiliz: Maddi-Manevi Bunları tecrübe ederken, büyük problemleri daha kolay aştığımı görüyorum. Ne de olsa onlar, cüsseleri sebebiyle daha kolay farkediliyor ve bu durum tedbirli olmayı sağlıyor. Ya da altından kalkılamayacağı belli bir meseleyse, bir şekilde daha kolay kabul ediliyor. İşin vahim olanı ise, Hakk’ın yardımıyla büyük imtihanlardan, hacıyatmaz misali güle oynaya çıkan şu insan evladının, günlük hayatın ufak tefek hadiselerini karşılarken düştüğü acıklı durumdur. Ne gibi mi? Onları da söyleyeyim de biraz gülelim. Mesela gömleğinin kolunun kapıya takılması, çorabının tekinin gizemli bir şekilde ortadan kaybolması, eve emanet bırakılan arkadaş kedisinin geceleri uyutmaması, hepsi yetmezmiş gibi İstanbul’dan getirdiği damla sakızının ve 0.5 ucunun bitmesi.

(Kendime nasihat) Hanım Kızım, Şimdi oldu mu ama? Bir de hoca olacaksın. Yavruların seni Hak aşıklısı biliyor, talebelerin gurbetliğin, dünya hayatı demek olduğunu senden kaç kere dinledi? Oysa şimdi, şurda, Charles River’a karşı gurbet şarkıları dinleyip için acırken, sevgili diye burnunda tüten hatıranın, ezel alemi değil de, gerçekte bir damla sakızın diriltici kokusu olduğunu bilselerdi, acaba sende daha söz söylecek cesaret kalır mıydı?

B. Fedai, anarşist, hizmet insanı,vs. Kendinizi nasıl tanımlıyor ve biliyor olursanız olun; bir de insanların sizinle ilgili tespitleri ve tanımları oluyor. Mesela geçenlerde bir arkadaşım beni anarşist olarak tanımladı. Tabi kelimenin çağrışımları dolayısıyla, gözlerimin fal taşı gibi açıldığını görerek, hemen ardından uzunca bir tefsire koyuldu. İnandığı şey uğruna tereddütsüz ve korkusuzca ileri atılan, hedefine kitlenmiş, bu yoldaki zorlukları gözü görmeyen, inanç ve azimle zorlukları bir bir deviren, işleri söylenmeden çekip çeviren, ila ahir… Yapılan açıklamalar, şahsiyetimle ilgili bu “anarşi” faraziyesini her ne kadar makul bir seviyeye indirmiş olsa da, çizilen bu portrede biraz asabi ve nevrotik bir durum müşahede ettiğimi söylemeliyim. Arkadaşımın kendi ilim diliyle ifade ettiği bu durumun kaynağı, genelde hadiseler karşısında sergilediğim soğukkanlı ve mütevekkil tavır olduğunu farzederek avunmak istiyorum. Allah bilir ama şu an içime bir şüphe düşmedi de değil hani.

Yarabbim, yoksa bu mütevekkil tavrımın altında yatan sebep, -adlinden emin ve takdirinden razıyız çok şükür ama-

acaba yalnızca tembelliğim olabilir mi? * * *

Eylülcan

1 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page