B.
Bilgi ve varlık zevki
Ekrem Demirli Hocam, “Biz diyor -gölgesine sığındığımız ağacı kastederek- yalnız şu ağacın bile hakikatini tam olarak bilemeyeceğiz.
Tasavvufta bir şeyi tam olarak bilmek mümkün değildir. Ona olmak adı verilir. O şeyin kendisi olduğun zamanda sen kalmazsın, bilenle bilinen bilgide bir olur, sır olur gider.
Bu laf arasına sıkışmış gibi görünen sözde aslında bütün bir yolun özeti yatıyor. Bu yolda gideceğiz, ilerleyeceğiz. Ama başsız sonsuz bu yolda nereden nereye gidiyoruz. Neyi biliyoruz, ne kadarını bildik ve daha ne kadar görmeli? Ne kadar yol alırsak alalım, varacağımız yer şu olacak: Bu sonsuz deryada hükümsüz seyirden başka zevk yoktur.
Son günlerde düşüncemin etrafında dönüp dolaştığı nokta işte tam da budur. Gaye ne? Gayemiz ne olabilir? Hayat yolunda gaye edinmeye deyecek ne var? Zenginlik? Kariyer? Güzellik? Hepsi muhakkak önemli ama gaye olarak pek çok kereler tecrübe edilmiş, kimse memnun değil. Zenginlik, mal mülk peşinde koşanlar oldu. Akibet ne oldu? Uzay boşluğunda titreyeyerek ilerleyen şu nidalar: Yalancı dünya, kahpe dünya. Sultan Süleymana kalmadın bana mı yar olucaksın dünya? Mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan.
Güzellik peşinde koşanlar oldu. O da pek fettan, pek nazlı. Kimseye üç beş vakitten fazla konuk olmaz. Gaye edineyim diyenler olduysa da, daha yola koyulamadan o gözlerden kayboldu.
Kariyer ve beraberinde gelmesi beklenen şöhret bunlar içerisinde en inanılacak olan maksut müsfettelerindendir. İşini iyi yapmak, güzel anılmak hem bunda halk için bir pay ayırmak gibi hileleri vardır. Asıl gayeyi bu sudan sebeplerin arkasına gizlemek ve böylece nazarlardan saklanmak da mümkün olabilir. Fakat çok sürmez, bir çirkeflik asıl maksadı ortaya çıkarır. Bu işin ucunda vezir olayım derken, rezil olmak da vardır. Ekserisi rezil olur, olmayan da nihayetinde çok sürmez toprağı bulur. Gayeler ve emeklere orada yer yoktur.
Bu tuzak-ve uzak- hedeflerden herhangi birini bir süre tecrübe eden, ya da başkalarının tecrübesinden ders çıkaran her akl-ı selim kimse bilir ki, gönül teskin eden aram bir başka şeyde aranmalı.
Biz bir ağacın bile hakikatini tam olarak bilemeyeceğiz işte bunu anlatıyor. Bilmek, bulmak, ulaşmakla ilgili her emeli bir kenara itip, yalnız seyre dalmalı, zevke dalmalı. her nesnenin hakikatini araştırıp, içini dışına çıkarıp, bir bir sırlarını ortaya çıkarıp sonra onları alt alta toplayıp ortaya çıkan bu malumatla, ele geçen meta ile sevinmek zor bir yöntem; geçersiz. O halde neyin ne olduğunun peşinden koşmayı bırakarak, yalnızca bir varlığı olmak ve bu yolda ilerleme imkanına sahip olmakla mutlu olmalı.
Varlık sonsuz, bilgi sonsuz. bir başka deyişle: var olmak bir zevk ve gerçek bilgi yargılamadan seyretmek.
Comments